Çocuğunuza ‘üstün zekâlısın’ demeyin!
Yaşından büyük sözler söylemesi ya da akıllı telefonu çok iyi kullanması çocuğunuzun üstün yetenekli ya da ileri zekâlı olduğunu göstermiyor. ‘Üstün’e Titre adlı kitabın yazarı Batuhan Nar’la gerçekten öyle bir durum varsa nasıl anlaşılabileceğini ve yapılması gerekenleri konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyalım…
Sınıf öğretmeniyim. Üstün ve özel yetenekli öğrencilere yönelik destek eğitim uygulamaları üzerine araştırmalar yapıyorum. Çocuklar için felsefe, eğitimde teknoloji kullanımı gibi konularda çalışıyorum.
Bu kitabı yazmak nereden aklınıza geldi?
Üstün yetenekli çocuklarla ilgili olarak Türkiye’de maalesef ki çok büyük eksikler var. Elimizdeki kaynaklar hep yabancı, yerli kaynak çok az. Oysaki ayaklarını bu topraklara basan araştırmalar yapmak çok önemli. Bizde 2000 yılından sonra bu alana ilgi görülüyor. Örneğin ABD’de de 1960’larda başladı araştırmalar. Ancak biz de önemli bir yol kat ettik. Örneğin Prof. Dr. Uğur Sak, Anadolu Sak Zekâ Ölçeği (ASİS) hazırladı. Bu, alandaki ilk çalışmadır.
Günümüz anne babaları çocuklarını ‘süper zekâ’ olarak mı görüyor peki?
Maalesef… Bütün anne babalar çocuğunun üstün yetenekli ve ileri zekâlı olmasını ister ama bu mümkün değil. Zaten yapılan araştırmalar, parlak ve üstün yetenekli çocukların oranının sadece %2 olduğunu gösteriyor. Yani çocuk yaşından büyük sözler söyledi, akıllı telefonu çok iyi kullandı veya bizim düşünemediğimiz düzeyde davranışlar gösterdi diye o ‘üstün zekâlı’ filan olmuyor.
Çocukları ‘zekâ testlerine’ sokmak doğru mu?
Türkiye’de anne babaların çok büyük bir çoğunluğu, zekâ testi yapan kurumların kapısında soluğu alıyor. Batı’da bunun örnekleri çok az. Yani bu tür kurumların olması alan açısından değerli, ama işi ticarete dökmüş olanlar da var. Çocukların bir test unsuru değildir. Bu yarış çok anlamsız. Zaten çocuk üstün yeteneklere sahipse bunun sinyallerini verir.
Nasıl?
Sürekli gördükleri objelere karşı ilgisizdirler, uzun dikkat süresine sahiptirler, çok soru sorarlar, zengin kelime hazinesine sahiptirler, erken yürüme ve konuşma özellikleri vardır. Ancak bunlar yetmez. Bunlardan biri veya birkaçına sahip diye o çocuk ‘üstün zekâlı’ demek değildir.
Ne yapılmalı peki?
Anne babalar öncelikle çocuklarının mutluluğunu temel almalı. Hiçbir şey mutluluktan daha önemli değil! Özellikle 0-6 grubu çocuklar anne babaları tarafından çok iyi gözlemlenmeli. Çocuklarının ilgi alanlarını, yeteneklerini keşfetmeli. Sonrasında da çocuğunu yetenekler çerçevesinde yönlendirmeli, eğitim aldırmalı. Çocuklarına ‘üstün zekâlısın, dehasın’ vb. şeyler de söylemesinler! O zaman da çocukta ‘çok farklıyım, üstünüm’ algısı gelişiyor. Bu da başka sorunları beraberinde getiriyor. Sevgiyi, mutluluğu ve vicdan duygusunu odak noktasına koymamız gerekiyor.
Cinius Yayınları, 153 Sayfa, 20 TL
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/omur-kurt/cocugunuza-ustun-zekalisin-demeyin-40931440