Ufuk Tarhan İle Söyleşi : #GelecekGüzelGelecek

Belki çok klişe olacak ama fütürizmi de hatırlatarak, nedir sizi fütürist yapan neden böyle bir misyon oluştu üzerinizde? Fütürist Ufuk Tarhan kimdir?

Fütürizm, anlamı “gelecek” olan ingilizce “future” kelimesinden türetilmiş bir tanım.

Gelecekle ilgili bir yaklaşım, tarih gibi bir disiplin, alan. Gelecekçilik de denen yeni bir iş, meslek türü.

“Gelecek yalnızca katlandığımız, katıldığımız değil, yapılandırdığımız, yaratabildiğimiz akışkan, değişken bir süreçtir” iddiasını sahiplenmeye çalışan, savunan bir bakış açısı.

Başka bir deyişle; tıpkı tarihin geçmişe doğru bakması gibi, “olmasını istediğimiz yarınlar için bugünden kararlar almaya” yardımcı olacak şekilde ileriye, geleceğe bakan ve “geleceği bilmeye çalışan” çabalar toplamı.

Şimdiye kadar, sanki bir yerde bir gelecek var ve biz onu tahmin etmeye çalışıyor, o tahminlere göre hazırlık yaparsak başarılı, daha mutlu oluruz gibi düşünüyorduk. Oysa fütürizmin gelecek algısı ve savunusu şöyle; gelecek karşısında edilgen değil, aktif, müdahaleci, mücadeleci, bazen kabullenici, hibrid yaklaşan sorgulayıcı bir odakla düşünmeliyiz, çalışmalıyız.

Fütürizme göre bilgi, teknoloji, akıl ve duyguyu kullanarak aslında istediğimiz geleceği tasarlıyor ve tercihlerimizle tasarladığımızı gerçekleştiriyor ya da gerçekleştiremiyoruz; bunun farkında olmalıyız.

Kuşkusuz geleceği (henüz) kimsenin bilmediğini, bilemeyeceğini, değiştiremediğimiz taraflarının olduğunu kabul ediyoruz. Ancak epeyce bir kısmını yapılandırmakta etkimizin olabileceğini de görüyoruz. Yani Fütürizm kader, kuantum, paralel evren gibi şeyleri reddetmiyor, yanı sıra istediğimiz geleceği şekillendirebileceğimizi de fark ediyoruz.

Fütürizmin bir limiti, kısıtı, sınırı yok. Bireysel, kurumsal, toplumsal hatta evrensel boyutta yararlanılabileceğimiz yararlı bir araç. Fütürizm “olumlu gelecek tasarımı”, fütürist ise “olumlu gelecek tasarımcısı” oluyor.

Fütüristler bu doğrultuda donanım ve farkındalık geliştirmek istiyor, gelecek bilgisinin tıpkı tarih bilgisinden yararlanmak gibi kullanılabilir nitelikte bir bilgi, disiplin, araç ve en sonunda okullarda ders olmasını sağlamaya çalışıyor.

Fütürizmle 1995 yılında tanıştım.  Bir yurtdışı seyahatinde dünyanın en önemli ve belki de tek gelecek dergisi “The Futurist” elime geçti bir çırpıda, çok heyecanlanarak okudum. Kendime çok yakın hissettim.  Hem dergiye,  hem de Dünya Fütüristler Birliği’ne  (World Future Society)  üye oldum.  Dergiyi düzenli okumaya ve yıllık konferanslarına gitmeye başladım.

 

Fütürist Ufuk Tarhan Kimdir?

Aynı zamanda Ekonomist (ODTÜ, Ekonometri), Yazar ve Dijital İletişim, Yazılım Şirketi Kurucusu, Başkanı.

ODTÜ Ekonomi Mezunudur. 1982-2005 arasında çoğunluğu teknoloji olmak üzere çeşitli sektörlerde üst düzey yöneticilik yapmıştır. 2006 da

M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’ni, 2011’de M-GEN Yazılım ve Dijital İletişim Hizmetleri Ltd.’yi kurmuştur. 2002 Yılı-Dünya Gazetesi-Bilişim Sektörünün En Başarılı İş Kadını Ödülünün sahibi olan Tarhan; 2009-2012 yıllarında Fütüristler Derneği Başkanlığı yapmıştır.

1 Mart Gelecek Günü’nün yaratıcısı ve küratörüdür. Halen Türkiye’nin ilk ve tek fütürist kadın konuşmacısıdır. Gelecekçi, sürdürülebilir iş modelleri, dijital iş stratejileri tasarlar ve uygular, İş Avatarlığı yapar. Blogger, iş dünyasına odaklı çeşitli dergi ve online mecralarda köşe yazarlığı yapmaktadır.

Dünyanın En Etkileyici Fütüristleri arasında, “All Futurists” Google aramasında ilk sıralarda ve Dünyanın en iyi 100 Kadın Fütüristi listesinde (tek Türk olarak) yer alan Tarhan, defalarca “Social Influencer” ve Twitter’da mutlaka takip edilmesi gerekenler listelerinde gösterilmiştir.

ODTÜ’de ve çeşitli Üniversitelerde Gelecek dersleri veren Fütürist Ufuk Tarhan, Bahçeşehir Üniversitesi’nde “İnovasyon ve Girişimcilik” alanında tez konusu da kitabıyla aynı adı taşıyan

“T-İnsan” yüksek lisansını başarıyla tamamlamıştır.

World Future Society, Association of Professional Futurists gibi çeşitli si,vil toplum derneklerinde aktif görevler üstlenmiş, Kagider Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır.

Fütürist Dr. Verne Wheelwright’ın “O  Senin Geleceğin – It’s your Future kitabının önsözünü yazmış, Türkçeye tercümesine katkı vermiştir.  Lise çağındaki gençlere gelecek planlamasını anlatan “Düşlediğin Gelecek” ve herkes için geleceğin başarılı insan modelini anlatan, En Başarılı İnovatif İş Kitabı Ödülü Kazanan (2017) “T-İnsan” kitaplarının yazarıdır.

Peki fütürizm sizde ne gibi görüş değişikliklerine sebep oldu? Fütürist olmasaydım şu konuda çok yanlış düşünüyor olurdum dediğiniz ne oldu?

Fütürizmin radarıma girdiği yıllarda zaten IT sektöründe çalışıyordum. Teknolojinin şirketleri, insanları, insan hayatını nasıl dönüştürdüğünü çok yakından gözlemleme fırsatım olmuştu. O zamanlar tüm dünyada yine çok etkin bir dönüşüm sürecinden geçilmekteydi. Bilgisayarların, yazılımların, iş zekâsının yaygınlaşıp insan hayatına daha çok girmeye başladığı bir dönemdi. Gördüm ki bunların insanların iş ve yaşam biçimlerinde çok derinden etkileri oluyor.

Buna fütürist bakış açısını entegre edince, hayatın tamamen tesadüfen yaşanmadığını,  başarıların pek de öyle tesadüfen elde edilmediğini ve aslında her şeyin bir hayalle başladığını, buluş ve inovasyonlarla, disruptive (yıkıcı) dönüşümlerle şekillendiğini, tasarımla somutlaştığını ve stratejik planlama, aksiyonlarla da gerçekleştiğini anladım.

Tasarımdan kastım, bir şeyi yapmadan önce kafamızda bitmiş halini görmek. Vizyon da diyebiliriz…

Fütürizme bu kadar yakınlaşmam ve bunun benim için bir meslek haline gelmesi 2004-2005 yıllarını buldu.

Bu bakış açısını benimsediğiniz zaman;  geleceği, etrafınızdakileri ve işleri sürekli, başka bir kafa ile sorguluyorsunuz. Yaptığım çalışmalara geri dönüp baktığımda fark ettim ki, özellikle 2005 yılından sonra insanlarda çok büyük bir gelecek kaygısı ve merakı yükseldi.  Ben de ileride daha büyük bir kafa, algı, strateji, bilgi karışıklığı olacağını görerek,  bireylerin o yıllarda çok ciddi gelecek bilgisine ve geleceği daha farklı bakmaya ihtiyaçları olacağını, kurumların, toplumların bir kez daha çok büyük dönüşüm sürecine girmeleri gerekeceğini düşündüm.

Kendi iş yaşamımda da aynı durum söz konusu olacaktı.  Bu nedenle insanların ileride değişik ihtiyaçları olabileceğini de düşünüp Türkiye’nin ilk, kendini  “Fütürist İş Tasarımcısı”  ve  “İş Avatarı” olarak tanımlayan, M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’ni kurdum. 2005’te Fütüristler Derneği’nin kurulmasından itibaren görevler aldım. O günden bu yana dernekte de çok aktif çalışmalar yapıyorum.

Özetle, fütürizmi benimsemem ve geleceğe bilinçle, disiplinle odaklanmam hayatımı baştan aşağı değiştirdi, olmasaydı bugünkü ben olamazdım…

Geldiğiniz noktada bir T-insan eseriyle görüşlerinizi ortaya koydunuz. Nedir T-insan? Hala denk gelmemiş olanlar için (ki sanmıyorum) açabilir misiniz?

Sosyal Medya, Big Data (Büyük Veri), Bulut Ekosistemi, Blockchain, Kripto Paralar, Siber Güvenlik, Nesnelerin/Şeylerin Interneti (Inernet of Things), Giyilebilir Teknolojiler, Hologramlar, Augmented Reality (Arttırılmış Gerçeklik), 3D yazıcılar, QR Kod’lar, Hiper Mobilizasyon, Quantum Bilgisayarlar, Uzay Teknolojileri vb. gibi pek çok gelişme ve keşif “iş yapma ve yaşama biçimlerini, yetenek, yetkinlik, beceri” tariflerini, tüm sektörler ve tüm meslekler için, “birbirine tamamen bağlı + bağımlı” şekilde baştan aşağı dönüştürüyor.  Omni ve Holokratik (bütüncül) bakışı zorunlu kılıyor. Yaşanılanları ve yaşanacakları “değişim” ile izah etmek yeterli olmuyor, disruptive (yıkıcı) dönüşüme odaklanmak gerekiyor.

Bunlar gelecek 5, 10, 15 ve 20 yılın müthiş türbülanslı geçmesine neden olacak. Birey ve kurumlar için büyük resmi (geleceği) anlamak, gelecek için yapılması gerekenleri tasarlamak ve anlamlandırma yetkinliği kazanmak her zamankinden daha kritik hale gelecek.

Özellikle iş insanlarının, karar vericilerin sürdürülebilir bir ilerleyiş, gelişme, büyüme trendine girebilmesi için T İnsanlaşması (bir şeyin her şeyini, her şeyin bir şeyini bilen)  (Teknoloji ile bütünleşmiş, Tasarımcı, Tedarikçi/Takım Oyuncusu) ; otodidakt yaklaşımı da dikkate alıp hibridleşerek çok yüksek farkındalık, fütürist bakış açısı ve gelecek zekası + aklı geliştirmesi, sürekli güncelleme ve senkronizasyon, update yapması gerekiyor.

Kısacası T’leşerek, hem bugünü kurtarmalı hem de geleceğe hazırlanmalı, yani hibridleşmeliyiz. Ezberlerimize şablonlarımıza resetler atmalıyız. Bireysel, kurumsal, sektörel, toplumsal ve evrensel geleceğimizin küratörü olmalı,  sınırsız fırsat, tehdit, kolaylık ve zorluklar arasından mutlaka “çok daha iyi, farklı, yararlı” olasılıklar yaratmalı ve bunlardan seçki ve gelecek planları yapmalıyız.

Hepimiz geleceğin belirsizliği üzerine kaygı ve endişeler yaşıyoruz. Gelecek endişesi, sürdürülebilir kariyer, iş ve para kazanma kaygısı, bu çağ insanlarının ortak duygusu.

Hızlı ve büyük değişim geçiren dünyada “geleceğin başarılı insan modeli diye tariflediğim;

T-İNSAN’ı  “insanların ‘gelecek kaygısını’ yenmelerine, daha iyi bir gelecek için dönüşmelerine, başarılı, mutlu olmalarına yardımcı olmak amacıyla” yazdım.

T-İNSAN geleceğe güvenle ilerlemenin, onu tasarlamaktan geçtiğine vurgu yapıyor. Somut bilgi, öneri ve ipuçları veriyor. Okuyucuyu yeniçağ için mutlaka bilinmesi gereken kavramlarla tanıştırıyor. Tam bir başucu, referans kitap olma özelliği taşıyor.

Okuyucu ile konuşur gibi kaleme aldığım T-İNSAN, kapak tasarımı ve sıkılmadan, kolayca okumak üzere hareketli kurgulanmış akıcı üslubu, iç sayfa tasarımları ile de büyük ilgi çekiyor. Çıkar çıkmaz, Platin Dergisi tarafından yılın en inovatif iş kitabı ödülünü aldı.

Dijital Çağ, Robot Devrimi, Yenilenebilir Enerjiye Geçiş, Uzay Çalışmaları, İnsanlığın Dönüşümü (Transhümanizm)… Her şey sarsıcı biçimde gelişiyor… Hızla değişen gelecek hayatla, kariyerle ve işle başa çıkmayı, para kazanmayı, mutlu olmayı her zamankinden daha karmaşık bir hale getiriyor. Yaşam sanki giderek daha da zorlaşıyor!

Geleceğe uyumlanmak için: Yeni çıkışlar, çareler bulmak; değişip, dönüşmek gerekiyor! Herkes “yepyeni iş modelleri, zengin olmak / mutluluktan uçmak” için öneriler sıralıyor da… O işleri başarılı kılacak bizler yani bireyler için: “Geleceğe nasıl hazırlanmalıyız?” sorusuna gelecekçi, gerçekçi bakış açısı ile cevap verebilen pek yok!

İşte T-İNSAN bunlarla, gelecekle, belirsizlikle başa çıkmanıza, yardımcı olacak!

Beyninizi kemiren sorulara yanıtlar bulmanızı sağlayacak…

T-İNSAN bir birey hatta kurum olarak gelecekte başarılı olmanız için hemen kullanabileceğiniz en kuvvetli ve en uygulanabilir dönüşüm modeli olarak büyük ilgi görüyor, her geçen daha da hızlanarak geniş kitlelere ulaşıyor.

T-İNSAN kitabını farklı ve özel kılan iki özellik:

1- QR kodlarla okuma tekniğine olan katkısı, okumayı daha kolay, zevkli hale getirmesi:

Kitabı okurken okuyucuların çoğunun yanında mobil-akıllı cihazlar olacağını düşünerek, çeşitli dış kaynaklara ve videolara da erişim sağlamak için konular arasına bolca kısaltılmış link ve QR kod yerleştirdim.

Ve buna Arttırılmış Okuma (Augmented Reading) adını verdim. Bu teknik sayesinde okuyucularına satırların ötesine geçerek çok daha geniş bir içerik sunmayı hedefledim.

Çok sevildi, pek çok kitapta uygulanmaya başlandı. Hatta videolu kitap diyenler var

2- Sen de T İnsan Olabilirsin Bölümü:

Kitabın iç kapağındaki QR kod’dan ya da http://www.t-insan.com/sitesinden erişilebilen bir uygulama ile okuyucular kendi fotoğraflarını yollayarak, benim çok ilgi çeken robot avatarıma dönüşebiliyorlar. Sosyal medyada eğlenceli paylaşımlar için kullanılabilen mini-oyun oldukça ilgi çekti. Pek çok kişi profilinde kullanmaya başladı

Bu noktada Netflix başta olmak üzere bir çok platformda gelecekteki teknoloji ve insanların durumu konulu öngörü dizi ve filmleri de devam ediyor. Bu kurguları izliyor musunuz? Bu sektörlerin hayali olduğunu söyleyenler olduğu gibi aslında birkaç on yıl içinde olacakların habercisi diyenler de var. Siz bu görüşün neresindesiniz?

Tabii ki izliyorum. Geleceğe hazırlanmak, olması kaçınılmaz gelişmelere alışmak, yeni işler, yeni çözümler için esinlenmek, anlamak, yepyeni hayaller kurmak adına izlenmesini de hararetle öneriyorum.

İnsanlık, hayal edebildiklerini gerçekleştirebildiği pek çok örnek yaşamışken hayallerden böyle bahsetmek bana epey tuhaf geliyor. Eğer bir şeyler hayal ediliyorsa, olacağına da kesin gözüyle bakabiliriz artık. Bu konuda epey kanıt biriktirdi dünya.

Evet, dizilerin, film senaryolarının gelecekteki kuvvetli olasılıkların “ön gösterimi, fragmanı”  olduğunu düşünüyorum.

Gençlere “Gelecekte sigortalı, maaşlı bir dünya olmayacak. Ailelerinize kulak asmayın ve geleceğe yatırım yapın” diyorsunuz. Çok iddialı öngörüler olduğu için tepki çektiğiniz oluyor mu? Daha basit bir mantıkla anlatacak olsanız nasıl anlatırdınız bu gelecek öngörüsünü?

Ben söylediklerimim çok iddialı olduğuna katılmıyorum. Son derece basite indirgenmiş, yalınlaştırılmış ifadelerle anlatıyorum. Evet, tepki alıyorum. Ancak bu tepkilerin reaksiyonel ve koruma güdülü olduğunu da görebiliyorum. İnsanlar içten içe aslında doğru söylediğimin giderek daha fazla farkına varıyorlar, ancak kabullenmek ve kabullenilen şeye hazırlanmak zor geldiği, ya da gözde büyüdüğü için “hadi canım oradan!” tarzında yanıtların arkasında saklanmaya çalışıyorlar. Artık o kadar çok “Ufuk Hanım yıllar önce şunu anlatmıştınız, şunu söylemiştiniz, uçuk gelmişti, kulak asmamıştık vb. ama ne kadar haklıymışsınız, iyi ki sizi dinlemişim vb.” türünde geri bildirimler.

Basitçe anlamamız ve harekete geçmemiz gereken şu;

Dünya değiştiği zaman değişime ayak uydurmayanlar, güncel durumda, “içinde oldukları anda” ne kadar güçlü, bilgili vb. olurlarsa olsunlar oyun dışı / işsiz kalırlar. O yüzden sürekli değişmek, dönüşmek gerekir!”. Bunda anlaşılmayacak ne var?

Yine tartışma konusu ve klişe soru diyeceğim ama maalesef meselenin odak noktası olduğu için soruyorum: “Robotlar insanların yerini alacak mı? İnsanlar mı onların onlar mı insanların emrinde olacak?”

Bu tip “o mu, bu mu?” veya “ya o! Ya bu!” diye iki seçenekli bir soruya ve yanıtına indirgenebilecek şeylerden bahsetmiyoruz. Hepsini birden yaşayacağız, zaman içinde ağırlıkları, payları değişecek. Evet bazı işlerde robotlar insanların ve diğer canlı organizmaların yerini alacak. Tıpkı bu güne kadar olageldiği gibi. Hem insanlar robotların, hem insanlar insanların, hem robotlar robotların hem de robotlar insanların emrinde, yanında , ardında olacak. Sanayi, tarım devriminde zaten bunun bir benzerini yaşamıştık. Şimdi daha ileri seviyelerde ve daha yaygın yaşayacağız. Yine şaşırıyorum; bu gidişatın böyle olacağı nasıl görülemiyor? Tarih ve gelişmeler o kadar açık ve net ki!

Peki eğitimde hangi devrimler olabilir? Sistem ve okulların globalde ve yerelde bu değişime hazır olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bir kere şunu söyleyeyim. Geleceğe hazır olmak diye bir şey olamaz. Sürekli “hazırlık yapmak” diye bir şey vardır ve bu evrensel yasalara göre zorunluluktur.  Çünkü gelecek akışkan bir süreç ve her an onu hep beraber oluşturuyoruz. Ancak ve ancak neler olabileceğini kestirebiliriz. Ve hazırlık dediğimiz süreç hep devam eder, etmeli. “Tamam hazırız, gelecek geldi ve biz tam da onun istediği gibiyiz!” diyeceğimiz hiçbir alan yok, olamaz!

O yüzden sadece eğitim değil, hiçbir alan henüz geleceğe hazır değil. Yalnızca şunu söyleyebiliriz, eğitim, tüm dünyada, gelecek geldiğinde “Bu ne hal? Daha üstünü başını bile toparlamamışsın!” diye sağlam bir fırça yiyecek kadar geride kalmış, en kendini dağıtmış alanların başında geliyor.

O yüzden kitlesel eğitimden, eğitilmekten fazla medet ummayıp, herkesin “otodidakt” öğrenmeye adanması lazım… “Ne ki bu?” diyeceklere notum;

– Bunu Google’a adımla beraber yazarak, başlayın o zaman, otodidakt öğrenme becerinizi geliştirmeye

diye yanıt vermeyi tercih ediyorumJ

Ve tabii ki devlet politikalarında “ulusal seferberlik” ciddiyetinde kaynak ve çaba şart!

Üstün yetenekli çocukların değerini anlatmaya gerek yok malumunuz. Peki yakın gelecekte üstün zekalı çocuklar bu değişimin neresinde olmalı. Onlar için nasıl bir platform sunulmalı?

Bu son derece hayati bir konu. O kadar ki toplumların asıl dinamosu ve kurtarıcısı, bu azınlıktaki üstün yetenekli çocuklar ve bireyler olmaktadır ve öyle de olacaktır. Üstün yeteneklilerin ve ailelerinin tamamen ve sıra dışı devlet politika ve kaynakları ile müthiş pozitif ayrımcılıkla en iyi değil, üstün koşullarda eğitim almaları, ilim, bilim, teknoloji, sanat, spor alanlarında nadide çiçekler gibi, kendi ortamlarında ama sosyal iletişim ve uyumları da gözetilerek büyütülmeleri gerekir. Bu konunun şakaya gelir tarafı yoktur. Çin’de Türkiye nüfusu kadar üstün zekalı varsa ne yapmamız gerektiği çok açık değil mi?

Çocuklar teknolojiyle nasıl bir ilişki kurmalı? Ailelere önerileriniz ne olabilir?

Çocukların hiçbir çağda teknolojiyle ilişki kurma sorunu olmamıştır. Onlar içinde doğdukları çağ ile gayet akışkan bir uyum içinde büyüme yetisiyle doğarlar. Sorunlu olanların bu sorunlarını da aslında, teknolojiyle ilişki kuramayan büyükleri yaratır, yaratmaktadır. Büyükler teknolojiden anlamadığı, teknolojiye uyumlanamadığı zaman bu konu sorun haline gelmektedir. Yoksa niye gelsin? Niye böyle bir soru oluşsun?  Tıpkı okuma yazma bilmeyen ebeveynlerin çocuklarına okuma yazma öğretmek konusunda yardımcı, rehber, katılımcı olamayacakları gibi teknoloji konusunda özürlü olan toplumların çocukları da sıkıntı çeker doğal olarak.

Ailelere önerim; önce kendileri teknoloji ile ilişkilerini düzeltsinler. Çocuklarına ise iyi insan olmayı öğretsinler, rol model, rehber, mentor olsunlar. Bir de mutlaka İngilizce öğrenmesini için bütün koşullarını seferber etsinler. İngilizce artık dünya dili. Ardından Mandarin, Rusça, Arapça iyi olur. Kısacası büyükler, çocuklara engel ya da tüm koşulları sağlayan değil, yardımcı, kolaylaştırıcı olsunlar yeter…  Çocuklar teknolojinin çaresine kendi başlarına bakarlar.

Siz “Meslek tahminleri yapmaya çalışmak yerine, 5 – 10 yıl içinde hangi alanların daha çok gelişeceğine, dönüşeceğine ve gelişirken, dönüşürken ne gibi sorunlar oluşacağına, nerelerde ihtiyaçların yükseleceğine ve onları çözmek için hangi becerilere, yetkinliklere sahip olmak gerekeceğine odaklanmak önemli.” Diyorsunuz. Öğrenciler için şu 5 meslek gelecekte önemli bir noktada olacak deseydiniz neler olurdu?

Öncelikle, meslek değil alan ve becerilere odaklanmalıyız dediğimin altını kalın kalın çizmekle başlayayım. İşsiz kalmayacak alanlar;

– AI, Robotics

– Blockchain

– Cyber Security

– Genetics

– Space, Aviation

Verdiğiniz içten ve değerli yanıtlar için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.

Ben teşekkür ederim. #GelecekGüzelGelecek

9 Paylaşımlar
Share

You may also like...

1 Response

  1. Jan dedi ki:

    Hey,
    lately I have finished preparing my ultimate tutorial:

    +++ [Beginner’s Guide] How To Make A Website From Scratch +++

    I would really apprecaite your feedback, so I can improve my craft.

    Link: https://janzac.com/how-to-make-a-website/

    If you know someone who may benefit from reading it, I would be really grateful for sharing a link.

    Much love from Poland!
    Cheers

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir