Eğitim Düzeyi İle Suç Düzeyi Arasındaki İlişki:
2001 Yılında Türkiye’de Cezaevine Giren 23460 Hükümlünün Eğitim Düzeyi ve Suç Türüne Göre Oluşturulan Kontenjan Tablosu:
Dr. Zeki Yıldız’ın 2004 yılına yayınladığı “Eğitim Düzeyi İle Suç Düzeyi Arasındaki İlişkinin Araştırılması” isimli makalede çarpıcı sonuçlar gözleniyor. Türkiye’de 2001 yılında cezaevine giren 23460 hükümlüye ilişkin verilerin kullanıldığı çalışmada yukarıdaki tabloda gösterilen vahim sonuçlar göze çarpıyor.
Suç işleme oranlarına bakıldığı zaman 23460 hükümlüden %70,8’i ilkokul, %11,1’i ortaokul ve dengi meslek okulu, %9,0’u lise ve dengi meslek okulu, %1,6’sı fakülte ve yüksekokul düzeyinde eğitime sahip olduğu görülüyor. %4,0’ının okur-yazar değil ve %3,5’inin de okur-yazar olduğu söylenebiliyor.
Bu değerli çalışma şunu açıkça göstermektedir ki her ne kadar eleştirsek de aksayan yönlerinin var olduğunu bilsek de günün sonunda planlı bir eğitim, insanlarımızı suç işleme davranışından uzaklaştırmada etkili bir rol oynuyor.
Peki sadece suç işleme oranlarında mı görüyoruz eğitim düzeyinin sosyal hayattaki etkilerini?
Tabii ki hayır.
Değişik Eğitim Düzeylerinde Bir Yıllık Öğrenimin Getirisi:
Yukarıdaki tablo Yusuf ALPAYDIN’ın 2008’de yayınladığı “Türkiye’de Yoksulluk ve Eğitim İlişkileri” isimli çalışmadan… İki farklı hesaplama yöntemine göre yapılan çalışma, fazladan görülen bir yıllık eğitimin kişinin gelirindeki artışın ne kadar olduğunu açıklıyor. Buna göre sırasıyla temel eğitim, yükseköğretim ve ortaöğretimde geçen fazladan bir yıl, artı olarak gelir getirici etkiye sahip oluyor.
Eğitim Düzeyi ile Siyasi Tercih Nedeni İlişkisi:
Platon Devlet adlı kitabında aynen şöyle der: “Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.”
İşte bu yüzden eğitim düzeyinin en çok belirleyici olduğu alan da politik tercihler ve sonuçlarıdır.
Cemal ALTAN’ın 2011 yılında yayınladığı “Eğitim-Siyasal Eğilim İlişkisi: Mersin Örneği” isimli çalışmasında da eğitim düzeyi ile siyasi tercih nedenleri arasındaki ilişki ele alınmış.
Yine bu çalışmada da eğitim düzeyinin bireylerin siyasi tercihlerinde ne denli etkin olduğu gözle görülmektedir. Ayrıca İşsizlik ve ekonomik sorunların, bireylerin siyasal tercihlerinde bu kadar az belirleyici olması da araştırma sahibinin dikkatini çeken önemli bir nokta olduğu görülmektedir.
Eğitime Ayrılan Finansal Kaynak:
Eğitim düzeyinin sosyal hayatın bir çok noktasıyla pozitif korelasyon içinde olduğunu, hayatın ta kendisi olduğunu yukarıdaki birkaç örnek çalışmada anlatmaya çalıştım.
Peki ülke olarak eğitime ayırdığımız harcamalar OECD ülkelerine göre ne durumda diye baktığımızda neler görüyoruz?
Kademelere göre ülkelerin öğrenci başına yaptıkları harcamalar:
Aşağıdaki tabloya baktığımızda Türkiye’de öğrenci başına ilkokuldan yükseköğretime kadar yaklaşık 4.652 dolar harcama yapılırken, OECD ülkeleri ortalamasında 10.520 dolar harcama yapıldığı görülüyor. Türkiye’de yapılan harcama oranı OECD ortalamasının yarısından azdır.
Kaynak: Bir Bakışta Eğitim 2018 Raporu
OECD ülkeleri ortalaması için ilkokul seviyesinde 8.631, ortaöğretim seviyesinde 10.010 ve üniversite seviyesinde 15.656 dolar olduğu görülüyor. Türkiye’de ise bu harcamaların sırasıyla 4.134, 3.511 ve 8.901 dolar olduğu görülüyor.
Dikkat çeken bir diğer nokta OECD ülkeleri ortalamasında ortaöğretimde öğrenci başına yapılan harcama ilkokula kıyasla daha yüksekken, Türkiye’de bu durum tam tersidir.
Eğitimin kamusal yatırımlarda karşılığının en geç ama en etkili şekilde alındığı düşünülürse bu konuda en azından OECD ülke ortalamalarına ulaşmak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.
Eğitim düzeyimizin anlamlı korelasyonlarla artması ümidiyle…
Batuhan NAR