- Hedeflerinize ve ilgi alanlarınıza göre “referans” kitaplar seçin.
Piyasada çok satsa dahi niteliği tartışmalı kitap oldukça çok. Neredeyse günde onlarca kitap yayınlanıyor. İlgi alanlarınızı ya da hangi konularda gelişmek istediğinizi belirleyin. Bu alanlarda yazılmış “kaynak kitap” dediğimiz, kült ve referans kitapları seçin.
- Okuma listesi oluşturun, bazen iki kez okuyun.
Her yeni yıla girerken önünüzdeki bir yıl boyunca hangi kitapları okuyacağınızı belirlediğiniz bir listeniz olsun. Ayrıca niteliğine bakmadan çok kitap okumak yerine iyi kitapları tekrar tekrar okumak daha verimlidir. Heraklitos’un “aynı nehirde iki kez yıkanılmaz” tezi gibi ne bilgiler ne de bizler aynı kalıyoruz. Bazen tekrar okuduğumuz bir kitapta aynı bilgileri yaşantımızın ve tecrübemizin etkisiyle çok farklı yorumlayabiliyoruz. Cristel Russell ve meslektaşları, yeniden okuma ile ilgili yaptıkları bir araştırmada tekrar okumanın kendine aynı mercekten ama farklı gözlerle bakmanın bir yolunu sunduğundan, birçok tedavisel fayda sağladığını söylüyorlar.
- Günde belirli sayıda sayfa okumayı kendinize taahhüt edin, okuma rutini oluşturun.
Her gün 10 sayfa okuduğunuzu düşünün. Ne kadar az değil mi? Bu ayda en az iki kitap demek. Kendinize zorlanmayacağınız ve zinciri kırmayacağınız bir sayfa sayısı hedefi koyun. Buna uyun. Uyamadığınızı gördüğünüzde kendinize verdiğiniz taahhütü tutmanın yollarını bulun. Unutmayın, “Sürekli yaptığımız şey neyse biz oyuz. O halde mükemmeliyet bir eylem değil bir alışkanlıktır.” diyor Aristo. Başarılı işler düzenli bir günlük eyleme dayanır.
- Yazarın biyografisiyle başlayın.
Kitaba her zaman başlangıçtaki yazar biyografisini inceleyerek veya yazarın geçmişi hakkında bilgi edinmek için Google’ı kullanarak başlayın. Bu bize kitabı yazmanın ardındaki bakış açısı, yürek ve niyet hakkında bilgi verecek. Her kitap, yazarın karakterinden izler taşır. Biz de kitapla bağ kuracağımız için yazarı tanımak bize iyi gelecek.
- Kitaba hızlıca göz gezdirin.
Özellikle başvuru tarzı kitaplara başlarken, giriş, önsöz, sonsöz, içindekiler, ekler gibi çerçeve kısmını iyice okuyun. Yazarın düşüncelerine aşina olduğunuzda, her bölümün ilk ve son sayfasına göz gezdirin. Yola çıkmadan önce nasıl ki haritaya bakıp rota belirliyorsak, okumaya başlamadan önce de yazarın güzergahına bakmak kolaylık sağlayacaktır. Unutmayın, yazarlar neredeyse her zaman fikirlerini bu sayfalarda aktarır ve özetler. Bu şekilde, kitabın büyük resmini görmüş olacaksınız.
- Sindirerek ve önemli noktaları işaretleyerek okuyun.
Büyük fikri yakaladığınızda, geri dönün ve harika bölümleri tamamen sindirerek okuyun. En sevdiğiniz hikayeleri, alıntıları, istatistikleri ve cümleleri işaretleyerek/çizerek belirleyin. Unutmadan bu cümlelerin altını değil üstünü çizmek ve mümkünse keçeli/fosforlu kalemle çizmek daha çok öneriliyor. Sebebi daha sonra rahat okunabilmesi. Satırların önem derecesini farklı renkleri kullanarak belirleyebilirsiniz. Yeşil – önemli, kırmızı – çok önemli gibi…
- Not alma sembolleri kullanın.
Tıpkı iyi bir okur olan Atatürk’ün yaptığı gibi kenar boşluklarına kendi düşüncelerinizi yazarken yerden ve zamandan tasarruf etmek için bazı not alma sembolleri oluşturun. Önemli: Ö, Çok önemli: ÇÖ vb. Kısa bir bilgi; tarihçi David McCullough’a göre John Adams Fransız Devrimi hakkında okuduğu bir kitabın üstüne tam 12000 kelime yazı yazmış.
- İşaretlediğiniz harika cümleleri, alıntıları, istatistikleri ve notları kaydedin.
Bilgiyi kullanmanız gerekeceği zamanları öngörerek işaretlediklerinizi ve notlarınızı bir deftere, elektronik olarak Evernote’a ya da çok yakın bir dostumun önerdiği ve benim de kullanmaya başladığım Notion uygulamasına kaydedebilirsiniz. Okuduğunuz kitabın yazarı, basım yılı, yayınevi, sayfa sayısı, verdiğiniz puan ve kısa önermesini not almanız anlamanın kalıcılığında ve sonra dönüp baktığınızda kolaylıkla erişebilmenizde size fayda sağlayacaktır.
- Okuduklarınızı başkalarıyla tartışın ve paylaşın.
Bir kitaptaki fikirler hakkında ne kadar çok konuşursak, onları kendi zihnimizde o kadar çok saklayabiliriz. Arkadaşlarınız arasında bir kitap kulübü kurup sırayla okuduğunuz kitapları paylaşmak ve üzerine konuşmak, günlük sohbetlerinizde okuduğunuz kitaptan alıntılar yapmak ya da sosyal medyada belirli kesitleri paylaşmak okuduğunuz kitabı daha iyi özümsemenize katkı sağlayacaktır. Ayrıca karşıt ve farklı fikirlerle bakış açınızı değiştirebileceksiniz.
- Kitap hakkında blog yazma, video izleme ve kitap üzerine eleştiri okuma.
Kitabı okuduk. Notlar aldık. Paylaştık ve tartıştık. Daha ne olsun dediğinizi duyar gibiyim. Aslında belki de her şey şimdi başlıyor. Feynman’ın öğrenme tekniklerindeki en temel öğelerden biri şudur: Bir şeyi eğer kolaylıkla anlatamıyorsanız, aslında öğrenmemişsinizdir. Bir konu hakkında yazı yazmak, o konuyu anlaşılması en basit şekilde anlatabilmek demektir. Ayrıca kitapla ya da kitaptaki konuyla ilgili video izlemek, köşe yazısı, eleştiri, yorum ve görüş okumak da kitapta ve konuda derinleşmemize kolaylık sağlayacaktır.
Bonus: Okuduğunuz kitapla alakalı, bağlantılı, türevi olan kısacası benzer noktaları işleyen farklı yazarların kitaplarını da kısa aralıklarla okumak karşılaştırmalı okuma noktasında sentez yapmanıza katkı sağlayacak ve bu konuda bir merhale daha yukarı çıkmanıza vesile olacaktır.
Peki sizler kitap okurken bu adımlardan herhangi birini uyguluyor musunuz?
Kaynaklar:
How to Read a Book, Tim Elmore (2022)
Kitap Nasıl Okunur? Tecrübelere Dayalı Tespitler, Osman Tırak (2020)
Tekrar Okumak, yeniegitimdergisi.com (2021)